-
1 embaucher
-
2 take on
v. üstlenmek, üzerine almak, almak (işe), kapışmak, benzemek, iddiaya tutuşmak, heyecanlanmak, telaşlanmak, moda olmak* * *yapmaya başla* * *1) (to agree to do (work etc); to undertake: He took on the job.) üstlenmek, kabul etmek2) (to employ: They are taking on five hundred more men at the factory.) tutmak, işe almak3) ((with at) to challenge (someone) to a game etc: I'll take you on at tennis.) maça davet etmek4) (to get; to assume: His writing took on a completely new meaning.) almak, kazanmak5) (to allow (passengers) to get on or in: The bus only stops here to take on passengers.) yolcu almak6) (to be upset: Don't take on so!) alınmak, gücenmek
См. также в других словарях:
aday olmak — herhangi bir işe alınmak veya seçilmek için istekli olmak Geçen seçim bu dört kardeşin dördü de ayrı partiden aday oldular. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazınmak — nsz 1) Kendi kendini kazımak 2) Kazıma işi yapılmak 3) Derisini kazır gibi kaşımak 4) Derisi yüzülürcesine tıraş olmak Bıyığını kesmeyen bir azınlık kaldı ise bile sakal dipten kazınmıştı. H. Taner 5) mec. Her tarafı iyice temizlemek 6) mec. Varı … Çağatay Osmanlı Sözlük